in

Böbrek ve karaciğeri temizliyor! İşte besinlerle ilgili şaşırtan gerçekler…

Besinlerle ilgili bu bilgileri öğrenince çok şaşıracaksınız! Hemen hemen her gün tükettiğimiz besinlerin içinde neler var? Severek tükettiğimiz besinleri gerçekten tanıyor muyuz? Besinlerin az bilinen faydaları veya zararları neler? İşte birçok kişinin bilmeden her gün tükettiği besinlerle ilgili ilginç bilgiler…





Somon denince akla pembe bir balık gelir ama aslında çiftliklerde yetiştirilen somonların etleri beyaz olur. Somon üreticileri bu rengi elde etmek için balıkların yemlerine karotenoid denen ve bitkilerden elde edilen boyar maddeler ekler. Doğal somon ise bol bol karides yediği için rengi pembedir.

Doğal balın nem seviyesi çok düşük asit seviyesi ise çok yüksektir. Bu iki özelliği nedeniyle ağzı sıkıca kapalı tutulan bir bal kavanozunun içinde bakteriler oluşur oluşmaz ölürler.

Bu da balın asla bozulmaması anlamına gelir. Arkeologların Mısır piramitlerinde buldukları 3 bin yıllık balların yenebilir koşulda olmasının sırrı da budur. Balın yanı sıra tuz, şeker ve çiğ pirinç de asla bozulmaz.

Markette son zamanlarda şalgam suyunun da hammaddesi olan mor havuçları görmeye alıştık ama yine de havuç denince aklımıza turuncu bir sebze geliyor.

 

Ancak İngiltere’de bulunan Ulusal Havuç Müzesi’ne göre, gerçek havuç mor renkli ve incecik beyaz köklü bir sebzeydi. 16’ncı yüzyılın sonunda yaşanan bir genetik mutasyonla turuncu havuçlar oluştu. Kim bilebilirdi ki bu renk orijinaline baskın gelecek?

Patatesler içerdikleri yüksek miktarda su ve yapılarındaki kimyasal maddeler dolayısıyla, tıpkı insanlar gibi kablosuz internet sinyallerini emip yansıtabilirler. Hatta Boeing firması 2012 yılında uçaklarda kablosuz internet hizmetini test ederken koltuklara birer çuval patates yerleştirmiş.

Turna yemişleri olgunlaştıkları zaman top gibi zıplayabilirler. Çiftçiler ve tüketicilerin rahatlıkla kullanabileceği bir olgunluk testidir bu. Zıplamayan turna yemişi henüz yenecek kıvama gelmemiş demektir.

Hiç çiğ istiridye yemiş miydiniz? Eğer yediyseniz, o sırada istiridyelerin halen canlı olduğunu bilmelisiniz. İstiridye ölür ölmez bozulmaya başladığı için neredeyse çiğken servis edilir. Ancak istiridyelerin merkezi sinir sistemi yoktur, bu nedenle acı hissetmezler.

Bir dönem insanlar domatesin zehirli olduğunu sanıyordu. 18’inci yüzyıl İngiltere’sinde domatese “zehirli elma” denirdi çünkü aristokratlar domates yediklerinde çoğu zaman hastalanır ve ölürdü.

Ama bunun sebebi tek başına domates değil, aristokratların kullandığı tabaklardı. Domatesin asidi kurşun ve kalay alaşımlı bu tabaklardaki kurşunu açığa çıkarıyor ve zehirlenmeye neden oluyordu.

Taze meyvelerin ne kadar sağlıklı ve besleyici olduğunu hepimiz biliyoruz. Araştırmalar dondurulmuş meyvelerin de tazeleri kadar hatta bazen onlardan daha bile faydalı olduğuna işaret ediyor.

Meyveyi tazeyken dondurmak içindeki E vitamini ya da kalsiyum ve demir gibi maddelerin uzun süre korunmasını sağlıyor. Üstelik dondurulmuş meyveleri her mevsim tüketebilirsiniz.

Suşiyle birlikte yediğiniz yeşil acı sosun wasabi olduğunu sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Çok büyük ihtimalle içine yeşil gıda boyası eklenmiş yaban turpu yiyorsunuz. Gerçek wasabi’nin kilogramı 160 dolardan satılır ve sadece çok lüks Japon restoranlarında bulunur.

Yediğiniz her muz aslında birer klondur. Dünya genelinde 1000 farklı muz türü olsa da, bugün muz diye bildiğimiz o sarı meyve Cavendish türünün genetik klonları durumunda.

Çünkü diğer muz türlerine göre daha dayanıklı olan bu türün çekirdeği yok ve bu nedenle üremesi için klonlanması gerekir. Yakın zamanda bilim insanları genetik çeşitlilikten yoksun olan muzların neslinin tükenebileceğine dair endişeli açıklamalar yaptı.

Ananas yedikten sonra başka bir şey yediğinizde tadını alamıyorsanız, dilinizdeki tomurcuklar zarar görmüş demektir. Ancak hemen telaşlanmayın, çünkü bu etki sadece birkaç saat sürer. Bunun sebebi de ananasın içinde bulunan ve proteinlerin çözünmesinde rol oynayan bromelain maddesidir.

Böcekten elde edilen ve hem kozmetikte hem de gıdada kullanılan bir diğer madde de şellak. Aynı ismi taşıyan böceğin salgısından elde edilen bu madde de dış yüzeyi parlak yiyeceklerde ve ojelerde karşımıza çıkıyor.

Antik Aztek uygarlığı, çikolatayı tarihte ilk kez tüketen insan topluluğu. Ancak bununla da kalmıyor. Uluslararası Kakao Örgütü’nün bildirdiğine göre, Aztekler aynı zamanda kakao çekirdeklerini para birimi olarak kullanıyorlardı. Aztek hakimiyeti altında yaşayan insanlar vergilerini kakaoyla öderlerdi.

Çocukken çok şeker yediğimizde dişlerimizin çürüyeceğini söylerlerdi ama dişler için çok daha zararlı bazı yiyecekler vardır. Mesela kraker… Çünkü asit dişler için şekerden daha çürütücü bir etkiye sahiptir. Yediğiniz krakerler çiğnedikçe dişlerinize yapışır ve bakterilerin uzun süre mutlu yaşaması için çok uygun bir ortam oluşturur.

Hazır paketli dondurmalar ve benzeri birçok yiyeceğin ambalajlarının üzerinde “doğal meyve aroması, doğal vanilya aroması” gibi ifadeler görürüz. Ancak bu aromalar kunduz gibi bazı hayvanların salgı bezleri kullanılarak üretilmiş ve yediğiniz çilekli dondurmanın içine hiç çilek girmemiş olabilir.

Acı biber yediğiniz zaman ağzınızın yanması fiziksel değil zihinsel bir reaksiyondur. Biberlerin içinde bulunan kapsaisin maddesi, sinirlerinizdeki acı algılayıcılara yapışır ve acı hissetmenize neden olur. Beyniniz sıcak bir şey yediğinizi zannederek vücut sıcaklığını düşürmek için terleme komutu verir ve yüzünüz kızarır. Aslında ne bir yanma söz konusudur ne de sıcaklık artışı

2015 yılında Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, neredeyse her gün baharatlı ve acı yemekler yiyenlerin ölüm riski, bu yemekleri haftada bir tüketenlerden yüzde 14 daha düşüktür. Ancak bu baharatlı yiyecekler yemek ömrünüzü uzatır demek değil. Sadece baharat tüketmeyenlere kıyasla çeşitli hastalıklar nedeniyle ölme olasılığınız daha az demek.

Almanya’da bulunan Bayreisches Geoinstitut’tan bilim insanları, fıstık ezmesinin içeriğindeki çok yüksek miktardaki karbon sayesinde elmasa dönüştürülebileceğini keşfetti. Tek yapmanız gereken fıstık ezmesi içindeki karbondioksit moleküllerinin içinden oksijeni çıkarıp, kalan karbonu çok yüksek basınca tabi tutmak.

Hiçbir yemeğe tuz ekmeseniz de hazır gıdalarla beslendiğiniz takdirde vücudunuza çok büyük miktarlarda tuz aldığınızı biliyor musunuz. Örneğin 1 dilim pizzada bulunan tuz miktarı 600 miligrama kadar çıkabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü ise günlük kişi başı tuz tüketiminin 5 gramın (yani 5000 miligram) altında olmasını öneriyor.

Draje çikolata ve şekerler renkleriyle göz alırlar. Peki bu renklerden en yaygını olan kırmızının Dactylopius coccus (Türkçe adı koşinil) isimli bir böceğin iskeletinin ezilmesiyle elde edildiğini biliyor musunuz? Karminik asit de denilen bu kırmızı gıda boyası, kırmızı meyve aromalı abur cuburlarda ve rujlarda da kullanılıyor.

Kirlilik, stres, tütün, ilaç ve diğer dış maddeler organlarda toksinlerin birikmesine yol açıyor. Bu zehirlerin vücutta birikmesi ise böbrek ve karaciğeri önemli derecede etkiliyor. Muskat toksinleri vücuttan arındırarak bu iki organı da temizliyor.

Aynı zamanda böbrek taşı oluşumunu da engelliyor. Muskat toksinleri arındırdığı için bu iki organın işlevini yerine getirebilmesinde oldukça önemli faydalar sağlıyor.

Çok etkili bir besin olduğu için tüketirken dikkatli olunması gerekiyor. İki yemek kaşığından fazla muskat cevizi yerseniz, kalp ritim bozukluğu, mide bulantısı, baş dönmesi, yavaşlayan beyin fonksiyonları ve halüsinasyonlarla karşı karşıya kalabilirsiniz.

What do you think?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İşte koronavirüsün insan hücresine girdiği an…

Son dakika haberi: İzmir’deki depremde 5 binanın yıkıldığı enkaz altında vatadaşların olduğu açıklandı! Deprem sonrası ilk görüntüler geldi…